Sud
Sai Pan 17 bölümlük bir tayland dizisi. Konusu romantik, dram, aile.
Dizi eski bir dizi. Hikayemiz birinin kalbi tamamen iyilik ile dolu,
birinin kalbi ise tamamen kötülük ile dolu iki ikiz kız kardeşi ve
onların arasında kalan Thitit'i anlatıyor.
Başrol erkeğin adı Thitit Suriyakan. Thitit, fakir bir şekerlemecinin
oğlu, aslında o öyle sanıyor. Bir gün Gandaowasee adında bir kadınla
tanışıyor ve ona aşık oluyor ama sonra bu kadın bir anda ortadan
kayboluyor.
Daha sonra onu tekrar buluyor ya da o öyle sanıyor. Gandaowasee onu tanımadığını söylüyor ama Thitit ona inanmıyor.
Eh işte kader! Tam da o sıralarda Thitit prens olduğunu öğreniyor ve Gandaowasee ile evlenmek istiyor.
Gandaowasee ailevi sebeplerinden dolayı, evliliği kabul ediyor. Tam da o
sıralarda, beklenmedik bir kişi herşeyi tekrar karıştırıyor.
Belki de herşeyin rayına oturması için bazen herşeyin raydan çıkması gerekir.
Dizi
akıcı değil ve kötü karakterlerin abuk subuk hareketleri yüzünden bazı
sahnelerde gözlerimiz kirleniyor ve sinirden köpürüyoruz. Ama bize şunu
öğretiyor. "Aradığını
bulduğunu sanabilirsin ama yanılmış olabilirsin. İşte o zaman ne
aradığını unutup, bulduğuna sımsıkı sarılman gerekebilir..."
Bu da dizinin açılış ve bitiş müziği...
Dinlediğiniz için teşekkür ederim. İyi seyirler...:)))
Sao
Noi, "Küçük Kız" demek. Yani, "Küçük Denizkızı". Dizi biraz eski.
Hikayemiz de, denizkızının hikayesine benzediği için adı böyle. Sao Noi
34 bölümlük çok romantik, biraz da dram bir tayland dizisi. Olaylar
80-90'lı yıllarda geçiyor. Açıkçası ben bu diziyi o kadar çok sevdim ki,
kendime mangasını (yani kitabını) yaptım.
Bu
başrol San. Yakışıklı, kibar, cömert, masum, resim çizmeyi çok seven
bir adam. Babası oldukça zengin. Tıpkı, bir prens misali. Çok güzel ve
çok sevdiği bir nişanlısı var.
San bir gece rüyasında çok güzel sesi olan bir kız görüyor ama o kız ne
nişanlısı, ne tanıdığı. Daha önce hiç görmediği bu kız "Bugün, ben seni
buldum. Bir sonraki sefere sen beni bulmalısın" diyor.San, kızın
kendisinin ilham perisi olduğunu düşünüyor.
Sonraki akşam San, babasıyla kavga ediyor ve evi terkediyor. Yolda bir
kaza geçirip hafızasını kaybediyor. Sadece bu değil! Aynı zamanda
soyuluyor ve üzerinde beş kuruşu kalmıyor.
Beş kuruşu bile olmayan San kendini fakir sanıyor ve denizcilerin
yanında çalışıyor. Bu arada San, kendine "Siam" diyor. Bir gece Siam çok
güzel bir ses duyup, suya atlıyor ve biri onu kurtarıyor.
Bu da Nid. Bizim denizkızımız. Çok iyi kalpli, masum ve aşkına sahip
çıkan, aynı zamanda çok güzel bir sesi olan kız. Seechan Adası'nda kendi
halinde yaşayan bu kız bir gece, bir adamı denizde boğulmaktan
kurtarıyor.
Nid, Siam'i evine götürüyor. Siam, Nid'i , rüyasında gördüğü kızı
görünce çok şaşırıyor. Siam, Nid'in ve ailesinin evinde kalıp,
çalışıyor.
Zamanla Siam ve Nid aşık oluyorlar. Hatta resmiyetsiz evleniyorlar ama
sonra Siam'in babası geliyor ve Siam, eğer ameliyat olmazsa, Siam'in
ölebileceğini öğreniyorlar.
Siam, ameliyat olmadan önce, birbirlerine bazı sözler verip,
vedalaşıyorlar ama kader! Siam, Nid'i ve ada ile ilgili herşeyi unutuyor
ve eğer hatırlarsa, beyniyle ilgili bir sorun olacağı için Siam'in
babası Nid'i uzaklaştırıyor.
Nid, Siam'in iyiliği için ondan vazgeçiyor ama Siam'in bencil ve kendini
beğenmiş nişanlısını uyarıyor, "Onu çok sev, onu çok mutlu et. Onu
üzecek birşey yapma. Eğer bunları yapmazsan, onun için geri geleceğim."
diyor ve gidiyor.
Daha sonra, Siam'in nişanlısının bu sözü tutmadığını öğrenen Nid,
Siam'in anılarını geri getirmek için elinden gelen herşeyi yapıyor.
İster onun yanında hizmetçi olarak çalışmak olsun...
İster "Wanida" adlı ünlü bir şarkıcı olmak olsun...
Ne olursa olsun, Nid sevgili prensini tekrar geri kazanmak için elinden geleni yapacaktır.
"Bir başka deniz kızı hikayesi"
Dinlediğiniz için teşekkürler. İnşallah anlatımımı beğenmişsinizdir. İyi seyirler...:)))
Roy Leh Sanae Rai, 14 bölümlük romantik
tayland dizisidir. 2005 yılındaki Roy Leh Sanae Rai dizisinin 2014
yapımı. Pek akıcı değil, artı arada çok zorlayıcı sahneler var ama gene
de genel olarak çok güzel. Sonunda insanı seyrettiğine pişman etmiyor.
Ayrıca, oldukça eğlenceli sahneleri var.
Bu resimdeki çok varlıklı bir ailenin oğlu Kong Pope. Kong Pope'un
babası akciğer kanserinden ölmek üzeredir ve eskiden ihanet ettiği ve
parasını çaldığı arkadaşının kızına sahip olduğu bütün mal varlığını
bırakmaya karar verir.
Bu güzel ve çok masum Nam Neung. Farkında olmadan, 500 milyon doların
sahibi olmuştur ama bunu bilse bile muhtemelen umursamaz çünkü Nam Neung
tek kelimeyle bir melek.
Kong Pope babasının ölümünden sonra
kalan mirasta aldığı payın sadece 500 milyon dolar olduğunu görür ve
para hırsından kör olmuş Kong Pope çok sinirlenir. Paranın geri kalanını
sorar.
Kong Pope'un halası da kendi payından memnun değildir.
Kong Pope, Nam Neung ile karşılaşır ve sonra kalan mirasın onda olduğunu
öğrenir. Kong Pope mirası geri almak için bir plan yapar. Nam Neung'u
kendine aşık edip onunla evlenecek sonra da evlilik anlaşması ile kalan
parayı ondan alacaktır.
Kong Pope , babasının gençken yaptığı hataları tekrarlar, Nam Neung'un peşine düşer ve onu bir türlü rahat bırakmaz.
Kong Pope'un önünde bir sürü engel vardır ama Kong Pope'un pes etmeye
hiç niyeti yoktur. Plan işe yaramıştır ve kusursuz bir şekilde
ilerlemektedir.
Ama aynı zamanda planda olmayan birşey olmuştur. Kong Pope, Nam Neung'a
aşık olmuştur ve ondan vazgeçmeye hiç niyeti yoktur. (Hangi yolla ve ne
şekilde olursa olsun.)
"Para hırsı, aşk karşısında yenilmeye mahkumdur"
Dinlediğiniz için teşekkür ederim.İnşallah anlatımımı beğenmişsinizdir. İyi seyirler...:)))
Hua
Jai Reua Puang, 20 bölümlük romantik, komedi bir tayland dizisi. Dizi
biraz akıcı. İlişkiler, biraz karışık. Zaten içinde yalan olan bir
ilişkiden daha fazlası beklenemezdi ama gene de çok güzel bir diziydi.
Dizide ilişkiler çok karışık olduğu için anlamakta zorlanabilirsiniz ama
ben gene de elimden geleni yapacağım. Şimdi anlatıyorum.
Başrol Pat. Pat, oldukça sorumluluk sahibi, biraz da işkolik bir kadın.
Kız kardeşi hapse girince, yeğeni Lan'a ve Lan'in oğluna annelik yapmak
zorunda kalmış. Yeğeni Lan'ın ve oğlunun iyiliği için her türlü
fedakarlığa hazır!
Bu diğer başrol Peet. Peet, zengin, yakışıklı ve iyi kalpli bir adam.
Bir gün annesinin öleceğini öğrenir ve annesinin son isteğini yerine
getirmek için çalışanlarından Lan adındaki kendisinden yaşça küçük bir
kadınla evlenmeye karar verir.
Bu Lan. Pat'ın yeğeni. Küçükken, hapse giren annesinden nefret eden Lan,
gençken bir adama çok aşık olmuş ve ondan hamile kalmış. Sevdiği adam
kendi sebepleri yüzünden, ondan ayrılmak zorunda kalmış. Lan, o adama
hamile olduğunu hiç söylememiş. Lan, bebeğini teyzesinin oğluymuş gibi
teyzesine bırakmış. Annesini ve o adamı hayatındaki bir hata olarak
gören Lan, zengin bir adam olan Peet ile evlenmeye karar vermiş.
Bu da Harit. Peet'in kuzeni. Gençken bir kadına çok aşık olmuş ve
farkında olmadan, onu hamile bırakmış. Ama tam da o sıralarda ailevi
para sorunları nedeniyle, sevmediği bir kadınla evlenmiş.
Bu Orn. Harit'in karısı. Zengin bir kadın ve Harit'e çok aşık, onunla
olmak için herşeyi yapabilir ama aynı zamanda psikolojik olarak biraz
hasta. Üzüldüğünde ya da sinirlendiğinde, çarpılmış gibi bir sinir krizi
geçiriyor.
Bu tatlı şey Atom. Harit ve Lan'in oğlu ama babasını hiç tanımamış.
Annesi Lan'i ise, ablası sanıyor. Annesini Pat sanıyor. Bu dizinin, en
tatlı ve masum şeyi.
Herşey Peet ve Lan'ın evlenmeye karar vermesiyle başlıyor. İşte sırlarla ve yalanlarla dolu bu ilişki karmaşası başlar.
Pat, her ne kadar Peet'e güvenmdiği için bu ilişkiye karşı çıksa da, zamanla Peet ile birbirlerine aşık olurlar.
Bu arada, Lan ve Harit, birbirlerinden ne kadar nefret etmeye ya da
birbirlerini kıskandırmaya çalışsalar da, hiç bitmemiş aşkları devam
eder.
Ben bu müziği çok sevmiştim, inşallah siz de seversiniz...
"Yalanlarla başlayan bir başka aşk hikayesi"
Dinlediğiniz için teşekkürler. İnşallah anlatımımı beğenmişsinizdir. İyi seyirler...:)))
Angel Magic, 28 bölümlük bir tayland
dizisidir. Dizi çok akıcı değil, konusu ise romantik ,komedi biraz da
fantastik. Angel magic, "Melek Büyüsü" demek. Nedenini birazdan
anlarsınız.
Bu Lallalit ya da diğer adıyla Beauty.
Çok varlıklı bir ailenin kızı Beauty adı gibi çok güzel ama bir o kadar
da şımarık, bencil, kibirli ve kaba bir kız. Anne babasının biricik, bir kez bile sözünden çıkılmadığı Beauty'nin en büyük zaafı kuşlardan korkması. Bunun sebebi genç yaşta anne babasını kaybetmesidir.
Bu
da Teepob. Beauty'nin küçükken sürekli "şişko" diye alay ettiği
çocukluk arkadaşı. Beauty'nin karakteri yüzünden artık ondan soğumuştur.
Oldukça çalışkan ve sıcak bir karakter. Artı çok tatlı ve onu çok seven
bir nişanlısı vardır.
Annesi
tarafından cenetten izlenen Beauty'nin artık yaptığı kötülüklerden ders
almasının zamanı gelmiştir. Ona son şans olarak verilen bu lanetten
kurtulup kurtulmamak Beauty'ye kalmıştır. Sonra gene Beauty'nin olay
çıkardığı bir gün...
Beauty'nin 3 ayı vardır. Bu 3 ayda yaptıkları kötülüklerin iki katı
kadar iyilik yapacak, sadece kendini düşünmeyip diğer insanları da
umursayacak ve kendisini kendi hayatından çok seven bir erkekten öpücük
alcaktır. Eğer bunları yapmazsa herşeyden çok nefret ettiği bir kuşa
dönüşecektir. Hem de sonsuza kadar. Sadece bu değil. Aynı zamanda bütün
bu görevleri yaparken güneş battığında kuşa dönüşecektir.
Ama Beauty'nin gitmesi gereken daha çok yol vardır.
Belki aşkı bulmak için kuş olup uçmak gerekir...
Dinlediğiniz için teşekkürler. İnşallah anlatımım beğenmiysinizdir. İyi seyirler...:)))
An Evil Game, A Love Game, 21 bölümlük
bir tayland dizisi. Benim ilk seyrettiğim tayland dizisi. Tayland
dizilerine ısınmamdaki ilk adım gibi birşeydi. Konusu romantik ve dram.
Hikaye Fahlada adındaki bir kızın bir deniz kazasında hafızasını kaybedip, Min Adası'na gelmesiyle başlıyor
.Orada Saichon adlı bir genç ona ilk görüşte aşık oluyor ve ona elinden gelen bütün yardımı sağlıyor.
Saichon, Fahlada'nın gerçek adını bilmediği için ona "melek" anlamına
gelen "Nang Fah" adını koyuyor. Nang Fah ve Saichon zamanla aşık
oluyorlar ve önlerinde engellere rağmen resmi olmayan bir nikah ile
evleniyorlar.
Ama kader! Nang Fah'ın ablası onu arıyor ve ablasının adamları onu bulup adadan zorla götürüyorlar.
Nang Fah'ın ablası hafızası yerine gelsin diye kardeşine elektrik şoku
veriyor. Nang Fah'ın hafızası yerine geliyor ama adadaki anılarını
unutuyor.
Saichon, Nang Fah'ı aramaktan vazgeçmiyor.
Yıllar sonra bulduğunda ise bıraktığı gibi bulamayan Saichon, farklı bir yol denemeye karar veriyor.
Ama araya 3. şahıslar girince aşk oyunu, imtikam oyununa dönüşüyor.
Asıl soru şu; "Masum aşk mı, yoksa şeytani oyunlar mı kazanacak?"
Diziyi en çok da bu müzik yüzünden sevmiştim
Dinlediğiniz için teşekkürler. İnşallah anlatımımı beğenmişsinizdir. İyi seyirler...:)))
